İstanbul'un Kültür Mirasına Kelepçe
- Öykü Gül
- 1 Nis
- 2 dakikada okunur
19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklanmasıyla birlikte, İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasını koruma çabaları da ağır bir darbe aldı. Gözaltına alınan isimler arasında bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, son yıllarda şehrin hafızasını korumak için kurulan en önemli girişimlerden biri olan "İBB Miras" projesinin kurucusu ve öncüsüydü.
1976 yılında Erzincan’da doğan Mahir Polat, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nden mezun oldu. YTÜ’de müzecilik alanında lisansüstü eğitimini tamamladı ve kültürel miras mevzuatı üzerine ders verdi. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde Vakıf Uzmanı olarak görev yapan Polat, Akaretler Atatürk Müzesi ve Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi müdürü olarak birçok müze kurulumunda ve restorasyon projesinde yer aldı. Tarihi kültürel çevre koruma, müze bilimi, toplumsal hafıza ve mimarlık tarihi alanlarında önemli çalışmalar yaptı.
Mahir Polat'ın liderliğinde hayata geçirilen İBB Miras, İstanbul'un tarihi yapılarını yeniden canlandırdı, kültürel mirasın korunması için toplumsal farkındalık oluşturdu. Yerebatan Sarnıcı, Anadolu Hisarı Müzesi, Moda İskelesi, Casa Botter gibi önemli yapılar İBB Miras kapsamında restore edilerek yeniden halkın kullanımına açıldı. Beyoğlu Sineması, İBB bünyesinde ücretsiz kamu sinemasına dönüştürülerek sinema kültürüne önemli bir katkı sağlandı. Ayrıca Yedikule Gazhanesi, Müze Gazhane, Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi, Çubuklu Silolar, Ataköy Baruthanesi, Cendere Sanat Müzesi, Bebek Sarnıcı, Feshane, Taksim Cumhuriyet Müzesi, Haliç Tersanesi, İstanbul Tasarım Müzesi, Büyükada Taş Mektep ile Beşiktaş, Moda ve Kadıköy İskele Kütüphaneleri gibi farklı amaçlarla inşa edilmiş yapılar, günümüzde kültür mekânları olarak halkın hizmetine sunuldu.
Ruhsuz ve cazibesiz mekânlara karşılık bu yapılar, İstanbul’un tarihine tanıklık eden, insanı kendine çeken ve mekân-insan ilişkisini yeniden tanımlayan örnekler oluşturdu. Özellikle Müze Gazhane, kapsamlı kültür-sanat etkinlikleriyle şehrin sosyal yaşamına büyük katkı sağladı. Yedikule Gazhanesi ve Haliç Tersanesi gibi tarihi endüstriyel alanlar, kültürel etkinlikler için benzersiz alanlar olarak yeniden işlevlendirildi. Ayrıca, Beşiktaş, Moda ve Kadıköy İskele Kütüphaneleri gibi kamusal alanlar da geniş kitlelere kültürel erişim imkânı sağladı. Bu mekânların yenilenmesiyle birlikte kültürel mirasın korunması için yapılan yayınlar, sergiler, etkinlikler ve eğitim projeleriyle toplumsal bilinç ve katılım artırıldı.
Kültürel mirasın korunması adına yürüttüğü çalışmalarla UNESCO ve uluslararası kuruluşların dikkatini çeken Mahir Polat, geçmişin değerlerini geleceğe taşımanın önemini sürekli vurguladı. İstanbul'un kültürel ve tarihi dokusunu koruma konusundaki yaklaşımı, sadece bugünü değil, gelecek nesilleri de düşünerek hareket etmek üzerine kuruluydu.
Bugün Mahir Polat ve çalışma arkadaşlarının tutuklu olması, yalnızca bireyler değil, İstanbul’un tarihsel ve kültürel belleği için de büyük bir kayıp anlamına geliyor. Polat'ın kurduğu vizyonun sürdürülebilirliği ve bu sürecin adil, şeffaf ve hukuk ilkelerine uygun biçimde sonuçlanması, İstanbul’un kültürel hafızası için kritik önemde.
Tutukluluğu süresince Mahir Polat’ın sağlık durumu kamuoyunda endişeyle takip ediliyor. Birkaç kez hastaneye sevk edildiği ve anjiyo olacağı bilgisi paylaşılmış durumda. Bu süreçte sağlık hizmetlerine eksiksiz erişiminin sağlanması, en temel haklardan biri olarak görülmeli ve gecikmeden gerekli adımlar atılmalı.
Kültürel miras bir kentin kimliğidir; onu koruyanların özgürlüğü ise, adaletin ve hukukun temelidir. Bugün bu adalet talebini dile getirmek, İstanbul’un tarihine sahip çıkmaktır.
コメント