İstanbul'un Kültür Yöneticileri Tutuklu
- Öykü Gül
- 30 Mar
- 2 dakikada okunur
Öykü Gül
19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklanması, son dört yıla damgasını vuran kültür politikalarını yeniden gündeme taşıdı. Gözaltına alınanlar arasında, İstanbul’daki kültürel dönüşümün simge isimlerinden olan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas da bulunuyor.
Murat Abbas liderliğinde yürütülen çalışmalar yalnızca bir etkinlik takvimi değil; İstanbul’da kültürün herkes için erişilebilir hale geldiği bir vizyondu. Kültür, artık yalnızca merkezde değil, tüm mahallelerde hissedilir bir değer haline gelmişti. Bugün bu dönüşümün nasıl mümkün olduğunu hatırlamak, olan biteni anlamlandırmak açısından büyük önem taşıyor.

İstanbul, son yıllarda kültürel anlamda hiç olmadığı kadar görünür ve erişilebilir bir şehir haline geldi. Bu dönüşümün merkezinde, 2020’den bu yana İBB Kültür AŞ’nin başında yer alan Murat Abbas vardı.
Abbas, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu. Kariyerine finans sektöründe başladıktan sonra yönünü müziğe çevirdi. “Mabbas” adıyla DJ’lik yaparken bir yandan da Pozitif Live’da genel müdür yardımcılığı yaptı. Ardından Zorlu PSM’de genel müdürlük görevine getirildi. Altı yıl boyunca klasik müzikten çağdaş tiyatroya, elektronik müzikten alternatif sahne sanatlarına kadar çok geniş bir programlama vizyonuyla hem finansal hem kreatif süreçleri yönetti. Bu dönemde de “Mabbas” adıyla sahnede var olmaya devam etti ve sanatla yalnızca yönetsel değil, üretken bir ilişki kurdu.
2020’de Kültür AŞ’ye geçtiğinde, bu birikimi kamusal alana taşıdı. “İstanbul Bir Sahne” projesiyle pandemi sonrası sahnesiz kalan sanatçılarla izleyiciyi yeniden buluşturdu. İki yıl içinde 3.000’in üzerinde etkinlik, 5.000’den fazla sanatçının katılımıyla gerçekleşti. Kültür yalnızca salonlarda değil, sokakta, metro çıkışında, mahallede hissedilir hale geldi.
Bu dönemde yalnızca sahneler değil, mekânlar da dönüştürüldü. Müze Gazhane yaşayan bir kültür alanına çevrildi; Casa Botter restore edilerek sanat galerisi olarak yeniden açıldı. “Ortak Sahne” projesiyle bağımsız tiyatrolar belediye sahnelerinde yer buldu, “Rota İstanbul” ile festival filmleri mahallelere taşındı. “İstanbul Klasik” ve “İstanbul Kavuştayı” gibi projelerle kültürel erişim semt semt genişletildi.
Kültür AŞ, sadece içerik üreten bir kurum değil, mevcut kültürel yapıları destekleyen, onları görünür kılan bir yapı haline geldi. Abbas’ın sıkça vurguladığı gibi: “Biz kültür-sanat sektörünün rakibi değil, destekçisiyiz.” Bağımsız yayıncılık girişimlerinden sanatçı destek programlarına kadar birçok alanda iş birlikleri kuruldu. İstanbul, bu süreçte yalnızca kültür tüketen değil, üreten ve paylaşan bir şehir haline geldi.
Bugün Murat Abbas ve birlikte çalıştığı ekip arkadaşlarının adil, şeffaf ve hukuk ilkelerine uygun bir yargı sürecinden geçmesi, yalnızca kişiler değil, toplumun kültür belleği açısından da hayati bir gereklilik. Bu şehirde birlikte kurulan sahneler dayanışmayla inşa edildi. Kültür bir haktır; şimdi aynı hak, hukuk ve adaleti talep ediyoruz.
United we stand, divided we fall.
Comments